http://www.facebook.com/BelgeselGunlugu
Top ve Ben
Yumuşacık, yusyuvarlak…
Hareketli… Ele-avuca sığmaz… Zıp zıp zıplar, yerinde duramaz. Onunla ilk tanıştığım gün, ayakkabısının bağlarını bile kendi bağlayamayan, yürümeyi teni yeni öğrenmiş minicik bir çocuktum… O kocaman şişko gövdesiyle karşımda duruyordu. Bağlarını bile bağlayamadığım ayakkabılarımla, “Sen de nereden çıktın?” der gibi vurdum ona… Yolumun üstünde duruyordu çünkü… Çekilip gitmesini istedim… Ben vururum o gider… O gider ben giderim…
O ilk vuruşla birlikte, yolum da değişti hayatım da…
Yolumun üstüne çıkan koca şişkoyu kenara attım ama yola devam edemedim.
Onun peşinden koştum, ötelerdeki bir yerde beni bekliyordu. Gittim, bir daha vurdum... Çaresiz, kader bağlamıştı bizi... Ondan ayrılamıyordum... Benim en iyi arkadaşım olmuştu, Yatağımın altında, benimle uyur, beni beklerdi. Onunla daha iyi arkadaşlık edebilmek için özel ayakkabılar aldım. Ayakkabılarımı ve onu, odamda özenle saklar, birlikte yaşamayı hayat ettiğim o gönül cennetine gitmek için büyülü rüyalara yatardım… Onu tanıyorsunuz. Onun adı TOP…
Beni de tanıyorsunuz…
Benim adım Metin Oktay…
Bu, yarım asırlık bir dostluğun, mutlu beraberliklerin, sevgi, gurur, şan, şöhret, sevinç, üzüntü, gözyaşı, şeref, şampiyonluklar, galibiyetler ve krallıkların hikayesidir.